İzleyebileceğiniz onlarca dönüşüm oranı metriği (ölçüm standardı) vardır. Ama hangileri gerçekten önemli?
Web siteniz hedeflerine ulaşamıyorsa hangilerine dikkat etmeli ve iyileştirmeye çalışmalısınız?
Çok sayıda metrik çok zor olabilir, ancak bu parçada size en önemli sekiz dönüşüm oranı metriğini göstereceğim.
Bunları ölçün ve eniyileyin (optimize edin); sitenizin ne kadar iyi çalıştığına dair bir artış görmeye başlayacaksınız.
Bu yazının sonunda neleri inceleyeceğinizi, neleri göz ardı edeceğinizi ve sitenizin dönüşüm oranlarını nasıl artıracağınızı öğreneceksiniz.
Trafik Kaynakları
İlk metriğimizin trafik olmamasına şaşırdınız mı?
Şaşırmayın. Dönüşüm oranları metrikleri söz konusu olduğunda, trafiği artırmak çoğu insanın düşündüğü kadar önemli değildir.
Asıl önemli olan, kaç kişinin sizi ziyaret ettiği değil, bu ziyaretçilerin hedeflerinize ulaşmanıza ne kadar yardımcı olduğudur.
Ve ziyaretçilerin sitenizi nerede bulduğunu anlamak çok önemlidir.
Dört ana trafik kaynağı vardır.
- Doğrudan ziyaretçiler:
Bunlar, tarayıcınızın adres çubuğuna doğrudan adresinizi (URL’nizi) yazarak sitenize gelen ziyaretçilerdir.
- Arama ziyaretçileri:
Bu site ziyaretçileri sizi bir arama motoru, genellikle Google aracılığıyla bulur. (doğal sonuçlar)
- Paralı trafik ziyaretçileri:
Bunlar web sitenizi herhangi bir dijital ortamda (Google, Facebook ve benzeri) verdiğiniz paralı reklama tıklayarak bulurlar.
- Yönlendirilen ziyaretçiler:
Bu ziyaretçiler ister başka bir web sitesi ister sosyal medya sayfası veya başka bir yer olsun, başka bir yerden sitenize giden bir bağlantıyı tıklar.
Farklı trafik türlerinin farklı etkileşim seviyeleri vardır.
Etkileşim, B2B pazarlamacıları için bir numaralı zorluk olduğundan, her bir trafik kaynağını ayrı ayrı izlemek ve hangisinin en iyi sonucu verdiğini görmek iyi bir fikirdir.
Gelen trafik için çok sayıda kaynağa sahip olmak önemlidir. Tüm ziyaretçilerinizi tek bir kaynaktan alıyorsanız riskli olabilir.
Örneğin, trafiğinizin tamamı Google arama sonuçlarından geliyorsa ve Google’ın algoritması değişirse, bir gecede trafiğinizin tamamını kaybedebilirsiniz. Kendinizi korumak için trafiğinizi çeşitlendirmek en iyisidir.
Yeni Ziyaretçi Dönüşüm Oranı
Sitenizi ilk kez ziyaret eden bir ziyaretçinin sitenizle etkileşim kurma şekli, geri gelen bir ziyaretçinin nasıl etkileşimde bulunduğundan çok farklıdır.
İlk kez ziyaretçilerin dönüşümlerini iyileştirmek için, bu metriği sadık veya geri gelen müşterilerinizin dönüşüm oranı metriklerinden ayırmanız gerekir.
Web sitesini ilk kez ziyaret ettiklerinde neyle ilgilendiklerini ve bu deneyimi nasıl iyileştirebileceğinizi görün.
Bir ziyaretçinin dikkatini çekmek için sadece birkaç saniyeniz var, bu yüzden ilk izleniminize iyice bakın ve bunu rakiplerinizle karşılaştırın.
Hangi mesajı iletiyorsunuz ve bu ne kadar anlamlı ve ilgi çekici?
Bir siteyi ilk kez ziyaret ettiğinizde sizin için neyin önemli olduğunu düşünün.
Muhtemelen kullanılabilirlik (ne kadar iyi gezinebileceğiniz), netlik (sitenin neyle ilgili olduğunu anlama) ve değer (aradığınız bilgiyi bulma) gibi faktörleri arıyorsunuz.
Sitenizin ilk izlenimini nasıl net, yararlı ve değerli hale getirebilirsiniz?
Geri Dönen Ziyaretçi Dönüşüm Oranı
Geri dönen ziyaretçi dönüşüm oranına baktığınızda, kendinize sormanız gereken iki soru vardır.
Birincisi, kişi (ziyaretçin) neden geri döndü?
İkincisi, kişi ilk seferinde dönüşüm sağladı mı?
Ve değilse, sitenizi ikinci kez ziyaret ettiklerinde onları nasıl dönüştürebilirsiniz?
Birisi yeni bir ziyaretçi olarak dönüşüm sağlamamış olsa bile, geri gelmeleri için yeterince izlenim bıraktığınızı unutmayın.
Bu, tekrar gelen ziyaretindeki dönüştürme işleminin sitenizi ilk bulduklarından çok daha kolay olacağı anlamına gelir.
Geri dönen ziyaretçi dönüşüm oranını ayrı ele almanız ve bunu nasıl artıracağınızı bulmanız gerekir.
Ziyaret Başına Etkileşimler
Bir ziyaretçi dönüşüm sağlamasa bile her şey kaybolmaz. Yine de sitedeki davranışlarını izleyebilirsiniz.
Tam olarak ne yapıyorlar, daha fazlasını yapmalarını nasıl sağlayabilirsiniz ve bu davranışı dönüşümlere nasıl dönüştürebilirsiniz?
Örneğin, ziyaretçiler çok sayıda farklı sayfaya bakıyor, bu sayfaları okumak için çok zaman harcıyorlar ve yorum veya incelemeler bırakıyorlarsa, yine de yüksek düzeyde etkileşim halindedirler. Henüz dönüşüm sağlamıyor olsalar bile, amacınız bu etkileşimleri artırmak olmalıdır.
Ziyaretçilerinizin nereye tıkladıklarını ve içeriğinizle nasıl etkileşimde bulunduklarını anlamanıza yardımcı olması için bizimle iletişime geçerseniz size önerebileceğimiz araçları kullanabilirsiniz.
Dosya indirmeler, abonelikler, satın almalar veya başka bir şey olsun, bu etkileşimlerden nasıl daha fazla dönüşüm elde edebileceğinizi de anlamalısınız.
Ziyaret Başına Değer
Her ziyaretin değeri, anlaşılması basit bir metriktir, ancak hesaplanması çok daha zordur.
Temel olarak, her ziyaretin ne kadar değerli olduğunu sorar.
Bunu hesaplamanın en basit yolu, ziyaret sayısının yaratılan toplam değere bölünmesiyle elde edilir.
Örnek olarak bir e-ticaret mağazası kullanalım.
Değişik verilerden de görebileceğiniz gibi, çoğu e-ticaret sitesi dönüşüm oranı yüzde üç ila dört arasında (daha az olanları da var) değişiyor ve mobil kullanıcılar bunun yaklaşık yarısına ulaşıyor.
Bu mağaza yüzde üç dönüşüm oranı elde ederse ve ortalama satın alma değeri 100 liraysa, bu, her 100 ziyaretçiye yaklaşık 300 lira sattıkları anlamına gelir. Başka bir deyişle, ziyaret başına değeri 3 liradır.
Bazen bu metriğin hesaplanması zordur, çünkü değer bir ziyaretten çok sonra gelir veya ölçülmesi zor olan soyut bir biçimde gelir.
Örneğin, reklam satıyorsanız, blog ziyaretçileri trafiğinize her sayfa görünümü eklediklerinde değer yaratabilir. Ancak, sitenize yorum yaptıklarında somut olmayan bir değer yaratarak sitenizin daha yetkili ve ilgili görünmesini sağlarlar.
Benzer şekilde, e-ticaret sitelerindeki ziyaretçiler bir ürünü her satın aldıklarında değer yaratırlar, ancak bir ürün incelemesi bıraktıklarında veya arkadaşlarına siteyi kulaktan kulağa anlattıklarında da biraz hesaplanamaz bir değer yaratırlar.
Dönüşüm Başına Maliyet
Bu, ziyaret başına değerin doğal sonucudur ve hesaplayabileceğiniz en önemli metriklerden biridir.
Aynı zamanda olası satış yaratma maliyetleri (veya aday müşteri maliyeti) veya yönlendirme başına maliyet olarak da bilinir.
Yüksek dönüşümlere ve ziyaret başına yüksek değere sahip olmanız önemli değildir. Maliyetleriniz engelleyici ise, net geliriniz sıfır veya hatta negatif olabilir.
Ziyaret başına 3 lira değerinde e-ticaret mağazası örneğinde, trafiği bedava ise bu harika olabilir. Ancak, dönüşüm başına 150 liraya mal oluyorsa ve her dönüşüm yalnızca 100 liralık bir sipariş verirse, mağaza hızlı bir şekilde iflas eder.
Dönüşüm oranlarını artırmaya çalışırken, dönüşüm başına maliyetlerinizi ve genel marjlarınızı aklınızda bulundurun.
Hemen Çıkma Oranı
Yeni başladığınızda, ziyaretçilerinizin hemen çıkma oranını en aza indirmek isteyeceksiniz.
Hemen çıkma oranı, yeni ziyaretçilerin sitenizi ziyaret etme ve hiçbir başka sayfayı ziyaret etmeden çıkma oranıdır.
Zaman harcamadıkları veya etkileşimde bulunmadıkları için bu, dönüşmeyeceklerinin bir işaretidir.
Yüksek bir hemen çıkma oranı, zayıf veya alakasız trafik kaynakları veya dönüşüm için optimize edilmemiş açılış sayfaları dahil olmak üzere birkaç anlama gelebilir. Yaygın sorunlar arasında zayıf tasarım, düşük kullanılabilirlik veya yüksek sayfa yükleme süreleri (yavaş sayfalar veya yavaş web sitesi) bulunur.
Diğer bir sorun, insanların karşılandığı sayfanın türü olabilir.
Örneğin, araştırmalar genelde, ürün ayrıntı sayfalarının diğer açılış sayfası türlerinden daha düşük performans gösterdiğini gösteriyor. Bu sitenizde bir sorunsa, ziyaretçileri başka sayfalara yönlendirin.
E-Ticaret’teyseniz, hemen çıkma oranlarına genellikle terk etme oranları, yani insanların alışveriş yapmadan alışveriş sepetlerini terk etme oranı denir.
Risk içeren bir satın alma olduğunda çok daha fazla faktör söz konusudur, ancak bu genellikle karmaşık bir ödeme sürecinin veya sürpriz maliyetlerin veya ücretlerin sonucudur.
Çıkış Sayfaları
Son olarak, hangi sayfaların insanların ayrılmasına neden olduğunu bulmanız gerekir.
Çoğu durumda, son harekete geçirme veya dönüştürme çağrınız bir sürecin ikinci veya üçüncü sayfasında olabilir.
Örneğin, insanların ürünlere göz atmasını, bir sepete bir tane eklemesini ve ardından ödeme bilgilerini girmesini isteyebilirsiniz.
İnsanlar son adıma gelmeden ayrılıyorsa, potansiyel müşterileri kaybediyorsunuz.
Bu sorunu çözmek için, çıkışlarınızın derinliklerine dalın ve ziyaretçilerinizin alışveriş sepetlerini hangi aşamada ayrıldığını veya terk ettiğini belirleyin.
Elbette pek çok neden var, ancak çıkış sayfalarınız için eniyileyerek (optimize ederek), dönüşüm oranı metriklerinizin arttığını görmeye başlayacaksınız.
Sonuç
İster daha fazla ürün satmak ister daha fazla müşteri elde etmek veya fiziksel (çevrimdışı) mağazanıza daha fazla ziyaretçi çekmek istiyor olun, dönüşüm oranları metrikleri başarının anahtarıdır. Gerçekten başarılı olmak için doğru sayılara odaklanmanız gerekir.
Trafik kaynaklarınızı ve bu farklı kaynaklardan gelen dönüşüm oranlarını arayın.
Ayrıca trafiğinizin ne kadar etkileşimli olduğuna da bakmak isteyeceksiniz.
İçeriğinizle etkileşime giriyorlar mı? Ziyaret ettiklerinde somut veya soyut değer buluyorlar mı?
Etrafta dolaşıp farklı sayfalara mı göz atıyorlar yoksa geldiklerinde hemen geri mi dönüyorlar? Ayrılıyorlarsa, hangi sayfalar ayrılmalarına neden oluyor?
Hedef kitlenizin sitenize nasıl tepki verdiğini anlamak, dönüşüm oranlarını artırmanın anahtarıdır.
Önce hangi dönüşüm oranı metriğini izleyip iyileştireceksiniz?
Siz de fikrinizi belirtin